20 Temmuz 2011 Çarşamba

BİLİNMEZE YOLCULUKLAR 6

Demir uskurlu,
Buharlı ve yelkenli donanımlı,
275 gros ton'luk,
48 metre uzunluğundaki,gemi.
3 derecelik bir meyil ile uzanan,
"Kızağın" üzerinde,
Bağlı olduğu halatlardan kurtulup,
Bir an önce, denize ulaşmak istercesine,
Sabırsız bir bekleyiş içerisinde idi..
"O" gün,
1878 yılının bu aylarında,
İskoçya'da,
Glasgow'da,
Clyde nehri kıyısında,
"Huston and Cardett " tersanelerinin olduğu bölgede,
Beklenmedik bir şekilde,
Güneşli bir hava vardı..
Mac Leod'un karısı,
Her tarafı süslenmiş ,Gemi'nin,
Çapa deliğine bağlanmış, bir ipin ucunda sallanan,
Büyükçe,Şampanya şişesini,eline aldığında,
Çoğunluğu," Kilt " giymiş,bekleşen kalabalıkta,
Bir dalgalanma oldu..
Dört düdüklü " Gayda " lar,
Havaya uçuşan balonlara,nefesleri ile eşlik ederken,
Bayan,Mac Leod'un elinden fırlatılan koca şişe,
Siyah gövde üstünde,
Beyaz harfler ile yazılı geminin adının üzerine,
çarparak parçalandı.
Halatlar koptu,
ve Gemi,
Önce yavaşça,sonra hızlanarak,
Deniz'e doğru kaydı..
" Trocadero "
Kırkyedi yıl sürecek macerasına,
İşte böyle başladı...
Şimdilerde,
Samsun'da ,Doğupark'ta,
Sadec bir maketi bulunan,
" Trocadero",
Yaşamı boyunca,
Üç kere isim değiştirdi..
Kaderin cilvesi,
İngiliz destekli Yunanlıya karşı,
Kurtuluş Savaşı verecek,Mustafa Kemal'i
Samsun'a çıkartan bu gemi.
İngiliz tersanelerinde üretilmiş,
ve sonrasında Yunanlılara satılmış,
Osmanlı tarafından 1894 te satın alındığında,
" Kymi " olan adı değiştirilerek ," Panderma".
Sonrasında da,
"Bandırma " yapılmıştı.
" O " sabah,
Hava kapalı ve rüzgarlı idi.
"Bandırma",
İngiliz işgal askerlerinin denetiminde,
İskele'den yavaşça ayrıldı,
" İsmail Hakkı " kaptan,
Boğaz'a  doğru açıldı..
Gelecek olan,yolcusunu bekleyerek,
Kız Kulesi açıklarında,
Gemisini,manevralarla ,bir müddet oyaladı.
Neden sonra,
Beklenen yolcu,
Karanlık hava'nın içerisinden,
Bir deniz motoru ile,
ve beraberinde refakatçileri ile,
Kabarmakta olan deniz'in,
Çalkantıları arasından,
Çıkıp geldi...
"Rota",
Karadeniz'e döndüğünde,
Tarih'in döngüsünü değiştirecek,
Bir " Seyir " başlamıştı.
Tarihler ,16 mayıs 1919'u gösteriyordu,
ve ,
"Özker Yaşin " bir şiirinde,
O, anı şöyle anlatıyordu..
" Bandırma vapurunun içinde,
  Güneşten süt emmiş bir Kahraman var.
  Sen Samsun'a,ayak bastığın an,
  Al bir bayrak gibi,
  Rüzgarınla,dalgalandı Vatan."
Zaman,
Su gibi aktı..
Ne ocaklar söndü,ne yürekler yandı..
19  Mayıs 1919 da,
Samsun'da,
" Hıntıka Palas"ın penceresinden,
İngiliz askerlerine bakan " Sarışın Adam ".
Şimdi,
Aradan üç yıl geçtikten sonra,
30 Ağustos'tan ,9 Eylül'e,
Afyon'da,Kocatepe'de,
Verdiği emri, yerine getiren Ordu'sunun,
Zafer şarkıları ile,İzmir'e yürüyüşünü,
"Bel Kahve"den
Şekerli kahvesini içerek,
Gururla,seyrediyordu...
1925'te,
" İlhami Söker" in,
Haliçteki hurdalığına bir gemi getirdiler.
İki kere batma tehlikesi geçiren,
Bir kere de batıp,çıkartılıp,yeniden yüzdürülen,
Bu gemi,
47 yıl önce,
Glasgow tersanelerinde üretilen,
" Trocadero" dan,
Başkası değildi.
Çelik kesme makasları,
Gövdesine saplanmaya başladığında,
Bir Millet'in kurtuluşuna,
Bir Millet'in kurtuluşu için yola çıkanlara,
şahitlik etmiş, sahiplenmiş,
" Bandırma ",
Boynunu giyotine uzatmış,
Umutsuz fakat mutlu bir mahküm gibi,
"Mesut Tarcan" ın,
Şu dizelerini ,
Fısıldar gibi idi..
" Bir şey var gecenin içinde,
  Rüzgarlar ile,karanlıklar ile dağılan,
  Bir şey var gecenin içinde,
  Mustafa Kemal'in sevinci ile ağaran"
Saner Tuncer Gürdil
Selam ve sevgilerimle
Aşkabat 18.07.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder