20 Temmuz 2011 Çarşamba

BİLİNMEZE YOLCULUKLAR 5

Albay Zafiros,


Geniş kemerinde,

Deri kılıfında duran tabancasını yokladı.

Gri Üniformasını düzeltti.

Boyanmış,parlatılmış körüklü çizmelerine bir kez daha baktı.

İşgal kuvvetleri ,Tümen komutanı olmasının gururu ile,

Göğsünü kabarttı,

ve esas duruşta bekleyen subaylarına,

" Çıkın " emrini verdi..



İskeledeki,

Uğultulu ve coşgulu kalabalık,

İki "Efsun " Taburu'nun,

Bando mızıka eşliğinde,

Gemiden çıkması ile beraber,

Rum Metropoliti, "Hiristosmos " önderliğinde,

Gelenlerin üzerine ,demet demet çiçekler atmaya,

Ve genç rum kızları,

Eteklerini savurarak,

Dansetmeye başladılar..

Kliselerin,çanları,

Bu mutlu günün haberini,

Kulakları sağır edercesine duyuruyor,

" Zito "

" Zito Venizelos " sesleri

"Pasaport" tan,"Konak meydanı" na kadar,

Tüm ,"kordon" u, inletiyordu..

Körfez'i kaplayan,kara dumanlar,

Kara büyücünün laneti gibi,

İzmir'in üzerine çökmüştü.

Yunan askerlerini taşıyan dört gemi,

İngiliz torpidoları eşliğinde,

ve peşinde onlarca, erzak,mühimmat yüklü gemi ile,

Sabahın erken saatinde,

Körfez'e gelip demirlediğinde,

Sanki, ağır " Çapa " lar,

Kordon'da,

Hasır iskemlesinde oturan,

" Hasan Tahsin" in,

Kalbine atılmıştı..

Şık giyimli Mösyöler,

Şapkalı,taftalı elbiseleri,

Yüksek topuk iskarpinleri,

Jartiyerli çorapları ile,

Kırmızı rujlu madamlar,

Ellerinde şemsiyeleri,

Yağmur'un ıslattığı,kaldırımlardan,

Işıl ışıl aydınlatılmış,

"Şanzelize " caddesindeki ,sinema salonuna girdiler.

"Fuaye"de,

ağızlıklı sigaralarını tüttürüp,

Bir müddet oyalandıktan sonra,

Salon'a geçip,koltuklarına kuruldular.

Kadife,ağır,bordo perdeler,

peşpeşe, üç "gong" sesi ile açıldı..



Osman Nevres,

Selanik doğumlu,

Osmanlı vatandaşı olarak,

İlk,orta,lise tahsilini,bilgileri yutarak tamamlamış,

Ailesi,"O"nu,

Yüksek tahsil için,

Avrupaya,Fransaya,Parise göndermişti..

Osman Nevres,Tam bir vatanseverdi,

"Sorbon"da,Siyasal Bilimler Akademisinde okuyor,

Her fırsatta,

Ülkesi ile ilgili gerçekleri,

Her ortamda,herkese anlatıyordu..

" O " gün,

Kadife perdelerin açıldığı, " O " sinemada," O " salonda, " O " da vardı..

Filim başladı,

İtalyanlar,Trablus'a çıktılar.

Senaryo,öyle bir düzenlenmişti ki,

İşgalci İtalyanlar, mazlum.

Savunmada ki Osmanlı, Barbar,kan içici canavar,

gösteriliyordu.

Ve salondakiler,

Her italyan gözüktüğünde alkışlıyor,

Her Türk askeri çıktığında Yuhalıyordu.

Birden,

İki el silah sesi,

Beyaz perdede patladı.

Işıklar yandı,

Şık mösyöler ve jartiyerli Madamlar,şaşkın bakışırken,

Sahneye,

Takım elbise ,kravatlı,

Traşlı,temiz yüzlü,kaytan bıyıklı,

Bir genç çıktı.



" Ben bir Türk'üm,

Sizin dilinizi konuşuyorum,

Sizler kadar Bilgili ve medeniyim,

Sizler kadar Avrupalıyım,

Bizler,Barbar değiliz,

Neden böyle yapıyorsunuz ?

Dayanamıyorum "..





Aynı Osman Nevres,

Nam-ı diğer Hasan Tahsin,

Kordon'da,

Efsun Askerleri eşliğinde

Mavi,beyaz çizgili,Bayrakları ile,

Albay Zafiros komutasındaki,

Yunan askerlerinin,

Vatan topraklarını çiğnemesine,

Ve yer'in göğün " Zito Venizelos " diye,inlemesine de,

Dayanamadı...

Oturduğu,hasır iskemleden kalktı,

"Revolver" ini çekti..

Ve en önde,Bayrak taşıyan,

Eteklikli,serpuçlu,çorabı püsküllü,"Efsun " askerini,

yere serdi..

Tarihler, 15 mayıs 1919 'u gösteriyordu.

Ve Hasan Tahsin,

Üzerine hücum eden Yunan Askerleri O'nu şehit ettiğinde,

sadece 31 yaşında idi...





Aradan, üç yıl geçti..

Anadolu yakıldı,

Anadolu yıkıldı,

Genç kızların ırzına geçildi,

Genç erkekler şehit edildi.

Ancak,

Kimseler yılmadı,

Kimse sızlanmadı,

Analar,kağnıları çekti,

Dedeler süngü biledi,

Açlık,hastalık,yorgunluk..

Hiçbir şey, "Özgürlük " kadar kıymetli değildi..

Askerler,bitlendi

Bitlendikçe,öfkelendi.

Öfkelendikçe bilendi.

Ve sonunda,

26 ağustosta,

" Dumlupınar" a gelindiğinde,

Afyon'dan ,Kütahya'ya,

Uşaktan,Burdur'a kadar,

Bir Türkü,

Bir çoban ezgisi,

Bir yavuklu ağıdı,

Bir çocuk sevinci

Tüm,ova'yı kapladı..



" Dumlupınar geldik sana,

Yüz sürmeye toprağına "





Ordu,

Bir sel oldu,

Bir çığ,bir heyelan oldu..

30 Ağustos'tan, 9 Eylül'e,

Önüne kattığı,Yunanlıyı,

Destekçisi,İngiliz,

Yardakçısı Avrupalıyı,

"Bel Kahve" den aşağı,

Denize kadar kovaladı..

Yunan kıralı Konstantin'in

İzmirde,

İplikçizade köşkü girişinde,

Çiğnediği " Türk Bayrağı "

Bir daha inmemecisine,

Vilayet binası,Gönderine çekildi..







Albay Zafiros,

Üç yıl önce,bando mızıka çıktığı iskeleden,

Çıplak ayak,denize atlarken,

İşgalin,Türk milletinde yarattığı infial,

" Kemalettin Kami ( Kamu ) " nun yazdığı,

"İstiklal marşı",mısralarında şöyle yer buluyordu..



" Göz yaşına veda et,

Ey güzel Anadolu,

Hakkını korur elbet,

Türk'ün bükülmez kolu..



Hak yolunda kan olur,

Dünyalara taşarız,

Ya şerefle vurulur,

Ya efendi yaşarız.



Hergün yeni bir hile,

Arkasından satıldık.

Hergün yeni bir dille,

Yurdumuzdan atıldık.



Hangi, alçak el, alır

El zinciri, boynuna,

Kim,Yunan'ı bırakır

Türk Kızının koynuna "







Saner Tuncer Gürdil

selam ve sevgilerim ile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder