20 Temmuz 2011 Çarşamba

BİLİNMEZE YOLCULUKLAR 4

Kaptan,


Oscar Lorentzo,

Gemisini "Marmara" ya soktu..

Hava sakin,

Bahar kokusu Deniz'in üzerine sinmişti..

Kapalı denizlerden,

Açık denizlere çıkmanın,bir kapısı gibi olan,

"Marmara" yı seviyordu.

Akşam güneşi,

Kaptan köşkünün camlarında yansıdığında,

dışarı çıktı.

Deniz'in üzerindeki,kızıl, alev dilini, bir müddet seyretti.

Ötelerden,

Mudanya üzerinden gelen,

"Uludağ"ın ,serin, nisan havasını,

Bandırma üzerinden gelen,

"Kaz Dağları" nın oksijenini ciğerlerine çekti...

Güneş ışığında parıldayan,

Lacivert, kolları sarı şeritli, ceketinin, sarı ,metal düğmelerini okşadı.

Sonrasında,

Büyük bir iştah ile yiyeceği,akşam yemeği için,

"Köşk" altındaki yemek salonuna indi.

En baştaki,

Beyaz örtülü,donanımlı,yuvarlak masaya kuruldu.

Ne de olsa,

"Naboland" ın, " Süvari" si , " O " idi.





Yüzbaşı,

Sabri Çelebioğlu,

Oldukça yorgundu..

"Ege" de,

yoğun geçen bir "Nato" manevrasından dönüyordu.

Onbinlerce" Şehit" in verildiği,

Savaş Tarihi sayfalarına ,altın harflerle yazılmış olan,

"Dumlupınar " meydan savaşının, adını taşıyan ,Denizaltısı'nın üst güvertesinde,

Üstün başarı gösteren 85 personelini kutlamış,

Eve dönmenin heyecanı,ile,

Ve " gece vardiyası " için,

erkenden kamarasına çekilmiş.

Doğru dürüst,akşam yemeği bile yememişti..

Nedense yüreğinde bir sıkıntı vardı,

Ve Denizaltının,daracık Kaptan kamarası,

bu sıkıntısını daha da arttırıyordu..

Uzandı,

ve derin bir uykuya daldı..





Kaptan,

Oscar Lorentzo,

Etlisi,sütlüsü,tatlısı ,yemek sofrasından kalktı..

Hava kararmıştı,

Ve ,Çanakkale'ye doğru,daha da serinlemiş,

serinleyen hava ile beraber,

İnce bir pus tabakası,

Deniz'in üzerini kapatmıştı..

"Naboland" şimdi,sisler içerisinde,

İsveç'li Atalarının,

Alışkın olduğu,Kuzey buz denizinin,

puslu sularında seyreden,

Ejderha başlı bir "Viking " gemisi gibi,

Devasa bir gölge gibi ,

ilerliyordu..

Lorentzo,

personele son komutları verdi.

Kamarasına çekildi

Ağır yemeğin etkisinde,

Derin bir uykuya daldı..





Yüzbaşı Sabri,

Deniz üzerinde seyir eden "Dumlupınar"ın,

Güverte nöbetini devralmak üzere,

Subay ve astsubayları ile beraber,

Dik merdivenden,

Köprü üzerine çıktığında,

Nemli ve soğuk hava,

birkaç damla deniz suyu ile beraber yüzüne çarptı.

Çanakkale Boğazı'nın en sert dönemecini,

"Nara " burnunu dönüyorlardı.

Puslu hava yüzünden ortalıkta hiçbir şey,hiçbir ışık gözükmüyordu.

Oysa,

Biraz ilerisinde,

kendisi ile beraber,tatbikattan dönen,

"I.İnönü" denizaltısının ilerlediğini biliyordu.

Fosforlu saatine baktı.

Saat 02.10'u gösteriyordu...

Denizaltı'nın içerisine inen kapak açıldı.

Astsubay, Hüseyin İnkaya Güverteye çıkıp,bir selam çaktı..

" Biraz hava almak istiyorum komutanım.uyku tutmadı,kalabilirmiyim."

Cümlesi henüz bitmişti ki,

Karanlıktan daha karanlık bir karartı,

Olanca ağırlığı ile,

"Dumlupınar"ın üzerine çöktü...



Çeliğin,çeliğe sürtünmesinin.

O,vahşi,

Tüyler ürperten,

Canhıraş bir feryadı andıran sesi,

Bir müddet sonra,

Büyük bir patlama ile beraber,

Tüm ,Boğaz'ı kapladı..

Tarih, 4 Nisan 1953,

Saatler ,02.15'i gösteriyordu..







Kaptan Lorentzo,

Derin uykusundan,büyük bir sarsıntı ile uyandı.

Ne olduğunu anlayabilmek için,sağa sola bakındı.

Dışarıda,

Patlamalar,ziller,düdükler,bağrışmalar,deli bir koşuşturma vardı..

Fırladı çıktı..

"Biri, bana neler olduğunu anlatsın" diye haykırarak,güverteye ulaştığında,

Tam önünde,

Nerede ise 90 derecelik bir açı ile,

Diklemesine,

Denize saplanmış,kara bir bıçak gibi duran,siluet'e,

Korku dolu gözler ile baktı..

Koca Denizaltı,

Sanki, havaya tutunmak istercesine, bir an öylece kaldı,

Sonrasında,

Yavaşça,

İnlemeler,gıcırtılar arasında,

İçerisindeki 78 can ile beraber,

Derinliklere doğru dalıp,

Gözden kayboldu...





Çarpışma,

O kadar şiddetli idi ki,

Tüm boğazdan duyuldu,

Yardım motorları hemen hareket ettiler.

Çarpma esnasında güvertede bulunan 8 kişinin ikisi pervanelere takılıp oracıkta,

diğeri ise boğularak şehit oldu.

Diğer beş'i,

Yzb. Sabri Çelebioğlu dahil,

Denizden çıkartılıp,Hayata döndürüldü..

Ancak sonrası tam bir "dram" idi.

Çarpma sonrası,Denizaltının içinde sağ kalan 22 kişi,

Kıç torpido bölümüne sığındı,

90 kulaçta yan yatan Dumlupınar'ın haberleşme şamandrası denizin üzerinde bulunduğunda,

Hattın ucunda,

karanlık bir odada,

Büyük bir sükünet ile kurtarılmayı bekleyen,22 denizcinin sesi

Astsubay,Selami Özden,

Durumlarını yukarıya iletti..



Bekleyiş,tam 32 saat sürdü,

ve " Selami"nin son sözü

"Vatan sağolsun " idi....









Saner Tuncer Gürdil

Aşkabat 12.07.2011







__._,_.___

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder