25 Ocak 2011 Salı

ANILAR VAPURU 5

Hey gidi günler hey,
Diye geçirdi içinden.
Televizyonun,radyonun olmadığı,
Olsa da henüz evlere girmediği,
Bilgisayar ve mobil telefonun icat bile edilmediği,o yıllarda.
Anasının dere kenarında,
"Tokaç" ile kirini akıttığı çamaşırları,
Kül ile yuğup yıkadığı bulaşıkları,
İçine kömür konmuş,dökme demir ütüyü sallayıp, harlandırmayı.
Akşamları küfrederek pompaladığı" lüks" lambasını,
Sabah küfrederek pompaladığı" gaz ocağı" nı.
Odun kırmayı,
talaş taşımayı,
Çıra tutuşturmayı,
Soba yakmayı,unutmak mümkünmüydü..
 
Buna rağmen,
Lise yıllarında,
Hiçbir haylazlıktan geri kalmaz.
Çember,topaç çevirir.
Çelik çomak oynar,
Aşık atar,
Kotak,bilye,köküç,uzun eşşek,birdirbir.
Sonra,mahallenin kızları ile,
Elim sende,yakan top,seksek,beştaş,ip atlama,
Körebe,saklambaç oynar.Hula hop çevirirdi.
Kızlar ile yakın temas için,
Özellikle bu son oyunları iyi bilmek gerekiyordu.
Hınzır kızlar da az değildi hani,
İp atlarken,kalçalarını yandan yandan sallar.
Körebe oynarken,özellikle önlerinde durup,oralarını buralarını elletirlerdi.
Elim sende ve yakan top ise,
Verilebilecek mesajların en büyük yardımcısı olan oyunlardı.
Herkes,gönül koyduğu kişiyi,yakalamaya veya vurmaya çalışır.
Bakışmalar,yalvarmalar,mızıklanmalar,nazlanmalar cilveleşmeler ayyuka çıkardı.
 
Ders kitapları dışında,
Okuma alışkanlığı pek çoktu.
Buffalo bil,Pekos bil,Kinova,Tommiks,Teksas,Kit taylor,Teks,Zagor,Mr.No,Tenten,Redkit.
Her hafta muntazam takip edilir,
Birçoğu ancak, değişim ve kiralanarak okunabilirdi.
Magazin ise,
Akbaba,Tef,Yelpaze,Hayat ve Ses mecmuaları ile takip edilirdi.
 
Lise son sınıfa doğru,
Arkadaşları ile ortak,
Edindikleri bir "Grundig pikap" ile,
ve piyasaya yeni çıkmış "45" lik plaklar eşliğinde,
evlerde partiler verilmeye başlanmıştı.
Babalar.işe veya kahveye,
Analar,"Gün" e gönderilir.
Altmışlı yılların,
Kızlı erkekli,
Mini etekli,İspanyol paçalı,Uzun saçlı gençliği,
Tango,Çaça,Tvist yapar.
Adamo ( tombe la neige)
Peppino Di Capri ( Melankolı ve Roberta )
Charles Aznaovur ( La boheme ) ile romantik takılır.
Rolling stones,ve Beatles ile çoşardı..
 
Uzun yaz akşamlarının tek eğlencesi ise,yazlık sinemalardı.
Zorro,Herkül,Benhur,Tarzan filimlerini hiç kaçırmaz
Herkül özentisi ile,zeytinyağı tenekelerine beton döküp halter çalışır.
Tarzan özentisi ile de ,"Johnny Weismüller" gibi yüzmeye çalışırdı
 
Menekşe gözlü ,Liz Taylor'un,
Alev saçlı kadın,Deborah Kerr'in.Carroll Baker'in Filimlerini izleyip,
kızlara hava atardı.
Kızlar ise o yıllarda,
Biriyantin saçlı,
Ayhan Işık ve Clark Gable hayranı olduklarından,
kendisi de epeyi bir " Necip bey biriyantini" tüketmişti..
 
 
Oturduğu tabureden kalktı,
Elinde içki kadehi ile,
Kalabalığın, uğultusunun sarmaladığı salonun, çarpma kapısından, güverteye çıktı.
Hafifi bir ürperti ile,ceketinin yakasını kaldırdı.
İçkisinden bir yudum aldı.
Koca gemi,
Bir kedi mırıltısı ile,
Sonsuzluğun içerisinde ilerliyor,
Çeliğin,suya sürtünmesinin hışırtısı dışında,
Kulakları rahatlatan,tam bir sessizlik,havada asılı duruyordu.
Tam karşısında,
Bakır bir sini'den,
Gümüş bir tepsiye dönüşmekte olan,"dolunay" a baktı.
O'nun,
Dünya var olduğundan beri,orada olduğunu bile bile,
Yine de,içindeki kıpırtıları uyandırmasına engel olamadı.
Denizde,gölde,dağda,
Ormanda,çölde,ovada,
Doğuşu ve batışı ile ,Dünyanın çeşnisi olan,
Yakalayacakmış kadar yakın.
Romantizmin,
Şarkıların,şiirlerin,
Sevdalıların yol arkadaşı,
Şu sihirli yuvarlak güzellik.
Kimbilir kaç aşığın canını yakıp,kaç aşığı birleştirdi,diye düşledi..
İlk sevgilisi ile,
Ağustos böceklerinin öttüğü,
O,yaz kampında,
Denize kadar inen,Çam ağaçlarının altında,
Kayalıkların üzerinde,
Akdeniz akşamlarının doyumsuz güzelliğinde,
Birbirlerine sokulup,fısıldaşıp,öpüştüklerinde,
Aşklarını ilk gören,
İlk bilen,
Sırdaşları,
Şu tam karşısındaki " Mehtap" idi..
 
İçkisinden büyükçe bir yudum daha içti..
Hemen arkasından,
Çarpma kapının açılıp kapanması ile güverteye çıkan uğultuyu duydu..
İnsanın başını döndüren,
İçini gıcıklayan,
Menekşe kokusunu,hemen yanıbaşında hissetti.
Beyaz Tuvaleti içerisindeki esmer güzel,
Boynundan,omuzlarına aldığı,
Gözleri mücevherli, beyaz tilki kürküne dolanmış,
Tanrıça, "Athena" gibi,
Ay Tanrısı" Tutmosis" gibi,
Güverteye çıkmıştı.
Küpeşteye kadar yanaştı,
Kıristal bardağını kaldırdı,
Hep aynı.muzip gülümseme ile dudakları aralandı.
Kulağındaki sallantılı elmas küpenin,
Ay ışığındaki yansımalarında
Kuğu.boğazından aşağı,
Bütün içkiyi boşalttı.
Sonrasında,
Boşalan kadehi,
Denize doğru fırlatıp attı.
Kristal kadeh,
Bir an,
Ateş böceği gibi,
Havada parıldayıp,kayboldu..
Adam,büyülenmiş gibi, bu sunumu seyrederken,
Kadın döndü,
Menekşe gözleri adama kilitlendi.
Yumuşak bir el,
Bir çiçek dokunuşu ile yanaklarını okşadı,
Ve Peri kızı,
Masallardaki gibi,
Çarpma kapıdan,
Uğultulu salona girip kayboldu..
 
 
Saner ( Tuncer ) Gürdil
 
Selam ve sevgilerim ile ,
devam edecek..
 
 
İnşallah bu anlatılarda,
Tüm arkadaşlarım,
kendilerinden de bir şeyler buluyordur..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder