25 Ocak 2011 Salı

ANILAR VAPURU 7

Devam..
 
Uzaktan.gökyüzüne doğru püsküren, gri dumanlar gözüktüğünde.
Köşeli, kabartma taşlarla inşa edilmiş,
Ahşap kanapelerin olduğu, bir bekleme salonu.
Ortadaki, dökme demirden,kocaman bir odun sobasının arkasında,bilet satılan bir gişe.
Ve gişenin yanında,
Camlı kapısı her açıldığında,
İçeriden,telgraf tıkırtıları gelen,İstasyon Şefinin  odasının bulunduğu,Küçük istasyon binasının önünde.
Heyecanlı ve telaşlı bir dalgalanma oldu..
 
Cebindeki,
Küçük,dikdörtgen,karton bileti tekrar kontrol etti.
Gişedeki,
Lacivert elbiseli,Siyah kolluklu,Kartal kanatlı yakalık taşıyan, memurun,
Hemen arkasındaki,küçük cekmece yuvalarının birisinden alıp,
Masasının üzerindeki,kırmızı,"tulumba " kollu,mekanik bir aletle,ve alışkın hareketler ile damgaladığı bu bilet.
O'nu,
Şu yaklaşmakta olan,siyah,demir canavar ile,
Ailesinden ayırıp,uzaklara götürecekti..
 
İstasyon şefi,
Kırmızı şapkasını taktı..
Ceketinin parlak ,maden düğmelerini kontrol edip,ilikledi..
Bir tarafı yeşil,diğer tarafı kırmızı,Rakete benzeyen işaret levhasını eline alıp,
Binanın kapısına çıkarak,
İstasyondaki kalabalığı şöyle bir süzdü..
Sonrasında,
Yaklaşmakta olan ,Tren'i karşılamak üzere,
Ağır ve önemseyen adımlar ile,Peron'a çıktı..
Lokomotiften gelen,
iki tiz düdük sesini duyduktan sonra,
levhasını kontrol edip,Kırmızı tarafını,makiniste doğru kaldırdı..
Lokomotif,
Kızgın bir kara boğa gibi,
Her tarafından buharlar püskürterek,
Ve tekerlerini gıcırdatarak,
Kırmızı şapkalı şef'in,tam önünde durdu..
 
Uzun, yolcu vagonlarının,kapılarına doğru,
Aceleci bir hareketlenme başladı.
Elden ele taşınan bavullar,
Sepetler,paketler,torbalar,
Vagonların yüksek basamaklarından,
aşağıdaki uğurlayıcılar tarafından,yolculara aktarıldı..
Geride kalan son eşyalar da,
Kompartıman camlarından yarı beline kadar sarkmış ellere teslim edildikten sonra,
Sarılmalar,gülüşmeler,ağlaşmalar arasında,kapılar bir bir kapandı..
En arka vagondan gelen,
İnce uzun bir düdük sesinden sonra,
Yeşil levha kalktı.
Kara Boğa,
Önce ayakları ile yeri eşeledi,
Sonrasında,uzun canhıraş feryatlar ,Buharlar,dumanlar arasında,
Arkasında,hüzünlü bir kalabalık bırakarak,istasyondan uzaklaştı..
 
"O",şimdi,
İçerisinde bambaşka duygular taşıyarak.
Yaslandığı,
Kompartuman'ın,yeşil,deri kaplı,rahat koltuğundan,
ve önündeki geniş cam'dan,
Dağları, vadileri,
Ormanları,ovaları seyrediyor.
Anadolu'nun bitmek bilmez güzellikleri.
Penceresinin önünden akıp giderken,
Kendisini bekleyen geleceğin,ne olabileceğini düşünüyordu..
Çocukluk,talebelik,haylazlık derken,
Üniversite sınavları için,
İşte şimdi,
Bu trende,
Bu kompartumanda,
Tek başına,
Geleceğini belirlemeye gidiyordu..
 
Eskiden,öyle,
Şimdiki çocuklar gibi,
Analar,babalar,
kardeşler,bacılar
Amcalar,dayılar,
Konu,komşu,yedi sülale bir araya gelip,
Düğün dernek sınavlara girilmezdi..
Hele,Üniversite sınavlarında,
Anadolu'nun,yol bilmez,iz bilmez çocukları,
Anaları'nın çıkınında,bu günler için biriktirilmiş,
Ceplerinin en kuytu köşelerine saklanmış,
Yitirilmemesi için,binbir kere tembihlenmiş,bir kaç buruşuk kağıt para,
Ve,okunup üflenerek,boyunlarına asılmış,
Bir muska, eşliğinde,sınavlara girerlerdi.
 
 
Gözleri,kadının boynundan, aşağılara kaydı.
Göğüs pensleri ile sıkıştırılmış,tuvaletin açık yakasından,
Hemen avuçlanacakmış gibi dışarıya taşmış iki kabartı arasındaki,
Sırlar ile yüklü çatal vadiye girdi.
Kadını,kadın yapan sırlardan, biriside bu idi.
Cinsellik ve Analık,
Bu memeler de birleşiyordu.
Yumurtadan çıkmaksızın,dünyaya gelen her canlı,
Her doğan çocuk,
Daha,gözleri bile açılmamışken,
Hırslı bir iştah ile,Anasının memelerine saldırırken,
Sevdalı,yetişkin bişr erkek'te,
Bilinmez bir dürtü ile,
Bilinerek kendisine sunulan bu güzelliklere ulaşmaya çalışırdı.
 
Hafifçe öne eğildi,
Kadının kuğu boynuna,küçücük bir öpücük kondurdu.
Elinin altındaki bedenden gelen,ürpertiyi hissetti.
Ve elini,
Kadının açık sırtından,
Beli ile,kalçasının birleştiği noktaya kaydırıp,
Gecenin büyüsünü bozmaktan korkarak,
Boşluğun içerisine yuvarlandı..
 
 
Gözleri boşlukta,
Elinde kağıt kalem,Öylece duruyordu.
Şu, alt alta yazacağı her isim.
Alacağı puanlara göre,geleceğini belirleyecekti..
İlk dördü sıraladı..
Hukuk,iktisat,Basın Yayın Yüksek okulu,Siyasal Bilgiler Fakültesi...
Kağıdı kapattı..
Artık geriye dönüş yoktu...
 
 
Kadını iyicene kendine çekti,
Hırsla öptü,
Artık geriye dönüş yoktu..
 
 
 
Saner ( Tuncer ) Gürdil.
 
Selam ve sevgilerim ile..1.nci bölümün sonu..
 
 
Değerli Arkadaşlarım
Bugünlerde Tartışmaları olan
Ve Basiretsiz siyasiler,Faşizan idareler,İhtilaller ve sıkı yönetimler tarafından heder edilen,
Çoğunluğu,Öğretmen,asker.memur çocuğu,
Azınlığı,,çıftçi,işci, köylü çocuğu, 68 kuşağı,
İşte Üniversite sıralarına,,
Şu yukarıda,anlatmaya çalıştığım evrelerden geçerek gelmişlerdi.
 
Hikayemizdeki gemi,
Altımızdan kayıp giden hayat'ı,
Gemideki güzel kadın,yaşam içerisinde karşımıza çıkan fırsatları belirtmektedir.
Bu hikaye
Bu güzel gemiden,
Filikalara binerek erkenden ayrılan Tüm arkadaşlarımın anısına yazılmıştır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder