12 Kasım 2010 Cuma

Tuneli Gördüm 3 -Kayseri Uçak Fabrikası Dramı

Teşekkür ederim Kutlu.
   Eklemek istediğim birşeyler var. Fotoğraflarını da sana yollayacağım. 
Babam Türkiye'ye geldiğinde Ankara'ya uğramış. Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni görmek istiyormuş ve elbette kurucusunu da. 
  Çankaya'da bir çukurda çalışan birilerini görmüş, yaptıkları iş basit bir toprak kablosunu bağlamak imiş. Ancak neyi nasıl yapabileceklerini bilmedikleri için sürekli yanlış yapıyorlarmış. Türkiye'de elektrikten, teknik işlerden anlayanın çok az bulunduğu hatta toplu iğnenin yapılamadığı zamanlarmış. Avrupa'dan gelen biri için basit görünen bu işi babam yapmak istemiş. 
  Çukura inmiş işi tamamlamasına yakın yukarıdan birilerinin gölge yapmalarına kızıp bağırmış. Dışarıya çıktığında Atatürk'le karşılaşmış. Bir süre bahçede yürüyerek konuşmuşlar. Atatürk babamdan Türkiye'de kalmasını istemiş. Bunun için bir süre Hava Harp Akademisine gitmesini ardından ilk görev olarak Kayseri'de bir uçak fabrikasının kurulmasına yardımcı olmasını, geceleri ise Okuma-Yazma seferberliğine katılmasını istemiş. Babam görevi kabul ederek (Ama yapılabileceğine inanamıyarak, çünkü ona göre bu bir hayalmiş) Kayseri'ye gelmiş. 
  Bir yandan fabrikanın kurulmasına yardım ederken geceleri Okuma-Yazma öğretim kurslarına katılmış. Annemle tanışması o eğitim seminerinde olmuş. Anımsarsan Atatürk'ün tahta başında ünlü bir fotoğrafı vardır. O fotoğraf semineri bitiren gençler için yapılan törende Kayseri'de çekilen bir fotoğraftır. Geceleri okuma-yazma öğretip gündüzleri çalışarak fabrikayı kurmuşlar. İlk uçakları uçuranlardan biridir babam. Deneme uçuşu yapılırken kulakları arızalandığı için yerde, çırak yetiştirme okulunda teknik eğitim vermiş. 
  50'li yıllarda Amerika'dan bir heyet gelmiş, fabrikayı gezmiş ve Ankara'ya dönmüşler. Sonuç; Fabrikanın kapatılması, Hava İkmal Merkezi olarak çalışması yolunda olmuş. Annem babamın ağladığını anlatmıştı. Babam uzun süre dayanamamış, 60'da emekli olmuş. Hava Kuvvetlerine özel statü ile girdiği için oradan emeklidir babam.
  Şimdi aradım, babamın okuma yazma öğretmenliği yaptığı yıllardan teşekkür belgesini ve Hava Kuvvetlerinden emekli olduğuna ilişkin belgeyi bulamadım. Ama yakınlarda onlara ilişkin bir yazı hazırladığımda kullanmıştım. Bir gün bulur sana da yollarım. Hava İkmal Merkezinde ustabaşı olarak çalışan birini tanıyorum. Onu bütün Türkiye tanıyor. babamın yetiştirdiği çıraklardan biri olan ve sonra ustabaşı olarak çalışan kişi Abdullah Gül'ün babasıdır.
  Sana tarihi bir fotoğraf yollayacağım. Uçak fabrikasını kuran ekip hangarların birinin önünde görülüyor.
  Çocukluğumda bir süre oturduğumuz Hava Kuvvetleri lojmanında yaşarken ara sıra tel çiti aşıp uçakların arasına sızdığımızı hayal meyal anımsıyorum. 
  Aynı zamanda kurulan Belçika ve Hollanda'nın uçak fabrikalarının şimdi nasıl dünyaya uçak yapıp sattığını düşünürsek, o zamandan yolumuzu tıkayan Amerika'yı ve yöneticilerimizi de hayırla anmak pek mümkün olmuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder