12 Kasım 2010 Cuma

Tuneli Gördüm - 4 -Bir Bosna Dramı

Gerçek,
benim bu anlattıklarımdan daha ağır
Sevgili arkadaşlarım,

Mustafa Diyar Amca,  Garib’di
Onun garibliği yurdunu, ailesini, geçmişe gömmek zorunda kalışından geliyordu.
Birinci dünya savaşının patladığı ana tanık olmuştu.
Arşidük’ün konvuyu ile köprü başında suikasta uğrayışını görmüştü.

Sonra, onu Sırp ordusuna asker diye aldılar.
Osmanlıya karşı savaşmak zorunda bıraktılar.
İki metre boyunda devasa bir civandı.
Birkaç arkadaşı  ile binbir zorlukla kaçtı ordudan.
Silah doğrultmadı Osmanlı’ya, Türk’e
O, Boşnak’tı Müslüman’dı, Osmanlı’ydı, Türk’tü
Zorluklarla, kah dağları aştı, kah ovalardan geçti
Paris’e kadar ulaştı.
Asıl mesleği eczacılıktı
Paris’te,
Savaş yılları içinde bir müddet kaldı.
Biraz parası olur olmaz  İstanbul’a geldi
Cumhuriyet kurulmuştu.
Casus diye peşine adam taktılar.
Yıllar geçti.....
Mustafa amca ve ailesi Kayseri de kapı komşumuz oldu.
Biz onlarla komşu olduğumuzda
Mustafa Amca Hava ikmal merkezinden ustabaşılıktan emekli olmuştu.
Kayseriye yerleşmiş,
çerkez  asıllı güzel bir hanım ile evlenmiş, iki kızı olmuştu.
Küçük kızı , Mustafa Amca’nın Bambi’si, 13 yaşında ben ondört yaşımdaydım.
Akıllı bir kızdı, erken ilkokula okula başlatıldığı için
aynı sınıfta idik
Liseye elele tutuşarak gider, aynı çantayı taşır aynı cepten leblebi yerdik.
Çocukluk sırlarımızı paylaşırdık
Ah! Mustafa Amca.
Yurduna, kardeşlerine, anasına, babsına hasret giden Mustafa Amca
Anlatırdın, o Boşnak şivenle ne hatıralar, ne hikayeler...
Biz çoluk çocuk, büyük küçük dinlerdik bal kıvamında anlattıklarını
‘’Ağzıdan bal dökülüyor’’ derler ya,
İşte öyleydi senin anlattıkların
Gittiğin yerde rahat uyu, Mustafa amcam....
Kutlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder