1 Mart 2009 Pazar

970 AGUSTOSUNDA MÜLKİYE YURDU

Artık kalksa iyi olacaktı..
Babasının aldıgı "Hislon" saatin
Akrebide yelkovanıda 11'in üstünde idi.. nerdeyse ögle olacaktı..
Bir saattir uyanık oldugu oldugu yatakta dönüp duruyordu..
Şiddetli bir arzu ile güzel bir kahvaltıyı hayal ederek yataktan kalktı..
Etrafındaki hastane stili düzenlenmiş boş yataklara bir kahırla baktı..
Herkes evine gitmişti..
Bir kısmı şimdi akdenizin serin sularını kulaçlamakla meşguldü.. büyük ihtimalle..diye düşündü..
Herzamanki gibi ..
Sevinçle koştura koştura evlerine giden (İnek) arkadaşlarını ugurlamış..
Hakikaten bu çocuklar neden... her fırsatta.. büyük hevesle..
Dogdukları yere yada annesine babasına koşarak giderlerdi ..bir türlü anlam veramezdi..
Ne oluyordu sanki.. yudu apar topar tekedince ..
Nasıl olsa yine döneklerdi..
Ve Nitekim..
Ekim ayı gelince..
Herzamanki gibi...
Evlerinden dönen bu arkadaşlarını...
Yine o karşılayacaktı..

Acele yüzünü yıkadı.. giyindi..Uzun saçlarını özenle taradı..

Bir an düşündü.. asansöre binmekten vazgeçti..
Gençliginin verdigi enerji ile merdivenleri üçer beşer atlayarak.. inmeye başladı..
Katlarda da kimseye rastlamadı..
"birisini görsemde laf atıp, takılsam.. bir çay ısmarlatsam" şeklindeki heveside kursagında kalmıştı..

"Bu gün pazar..." dedi kendi kendine..
"Artvinli ekabir ve zalim kantinci.. hala kantini açmadı ise yandik.." diye aklından geçirdi..
Hile ile şer ile duygu istismarı ile tabagındaki yemeginin yarısını gasp yoluyla yedigi..
Orta dogu va balkanların (kendisinden sonra) "en yakışıklı Mülkiyelisi" ünvanı verdigi..
Amansız rakibi..arkadaşı..Ahretligi..
Kerim Turan da Ödemiş'e gitmişti..
Kerim Turan gidince..
çetin
bir rakiple birlikte..
Artık para vermeden karnını doyurma imkanıda..
ortadan kalkmış oluyordu..
Tunç Gürsel'de..
Momti de..
Bodrum-Gümüşlükte safa sürüyorlardı..
Tüm ekmek kapıları sımsıkı kapalı idi işin açıkcası...

İnekhanelerin başladıgı salma yarım kata indiginde...
Yanılmadıgını büyük üzüntü ile anladı..
Kantin kapalı ve etrafta hiç kimse gözükmüyordu..

Hatta.. siyasal tarihine geçmiş safinazın iki yavrusu bile toz olmuştu..
Kantin girişindeki herzaman yattıkları yerde yoktular..
Onlara azmı bakmıştı..
Bir aylıkken paltosunun cebinde.. ve kucagında taşımış..
Arkadaşlarının dehşet dolu bakışları altında..
Sandivicinin arasından çıkardıgı pelür kagıdı inceligindeki kaşar peynirleri...
Bu ip kuyruklu, ajur suratlı, el kadar tekirlere vermişti..
Kendisi yememiş bu pisiklere yedirmişti..

"Şimdi mutlaka dişarda bir sögüt gölgesi bulmuş yatıyorlardır..
Zaten onu görünce eller gibi davranıp görmemezlikten geliyorlardı..
Bu iki haspa..!"diye düşündü..Uzun saçlı..
Sonra..ihanete ugramış olmanın verdigi eziklikle..
Ancak kendisinin duyabilecegi bir sesle..
"No'lacak.. Namkör kediler.." dedi..kendi kendine..

İnekhanelerin kantine dogru o olan sonuncusunu geçip.. merdivenlere geldigi esnada..
Bir çayın kaşıkla karıştırılması sesi olan olan o huzur verici sıcak sesini duydu..
Kafasını heyecanla metal korkuluklar üzerinden aşagıya çevirdi..
Eveeet ..
Hayal ettigi muhteşem manzara...
Görüntü kapsamında capcanlı karşısında idi..

Şanz Elizeliye açılan geniş merdivenin başında..
Rüçhan Manas ve Işık Amamur.. birbirlerine yakınca oturmuşlar..sohbet edip..
Çay ve sigara içiyorlardı..

Ortalarında küçük bir demlik..
Bu ikilinin çaysız ve cigarasız duramıyacaklarını biliyordu..

Belliki..Kızlar.. yemekhanede yada başka bir yerden temin ettikleri malzeme ile çaylarını demlemişler

Uzun saçlı büyük bir sevinçle..

Abartılı el kol ve vucüt hareketleri ile..
"Merhabaaa..Günaydııın..Arkadaşlar.."
"Hepinize mutluluk, saglık ve başarılar diliyorum.."
Güzel bir pazar günü insanın böyle güzel arkadaşlarıyla karşılaşması ne büyük bir şans..
Aaaa çaymı içiyorsunuz.. Yoksa..?
Nerde buldunuz.. kantinde kapalı..?
Mis gibide kokuyor..
Kokusunu taa üçüncü kattan aldım..valla.."

Uzun saçlının yaptıgı bu şirinlik gösterileri karşısında..
Işık anamur.. yumuk gözleri çizgi halinde.. parlak dişlerinin hepsi dışarda..
Katıla katıla gülerken..
Hafif gülümseyen Rüçhan Manas...
Ortadan ayırdıgı düz saçlarını sıcaktan serinletletmek amacıyla elleri ile toplayıp..
Herzamanki sakin huzurlu sesiyle..
"Eger bir temiz bardak bulabilirsen.." diye cümlesine başlamasıyla..
Uzun saçlının..
Kaloriferlerin üstünde kaderine terkedilmiş bir ince belliyi kaptıgı gibi...
Yıkayıp demligin yanına koyması bir oluyor..

Doldurulan çayını keyifle içip..
Cigarasını tellendiren bizim uzun saçlının...
Gözü.. üst kattaki kapıya takıldı..
Genç adamın agzı açık bakakalması kızlarınında dikkatini çekmişti..

Nasıl çekmesinki..

Arkadan vuran güneş ışıklarının yarattıgı muhteşem bir genç kız silüeti..
Yukardaki kapıdan..
Salma kat tarikiyle..
Kendilerine dogru geliyordu..

O tarihlerde moda olan...
Midi etek...
Kolsuz..
Omuzdan fırfırlı..
Gögüsten hafif dekolte...
Çiçekli bir elbise içinde..
Simsiyah uzun dalgalı saçlı... bembeyaz tenli ..
Teleme Peyniri gibi bir "afeti devran.."

Uzun saçlı gözlerini gelen genç kızdan ayırmadan..
Ayaga kalkıp merdivenlere segirtirken
Birtaraftanda..
"Bana müsaade arkadaşlar.. bu yurtta tek erkek benim..
Misafirlere karşı evsahipligi.. kızlara karşı centilmenlik bana düşer..
Bir erkek olarak bu kutsal vatan görevini yerine getirmem gerekiyor.."
Diye kızlara laf yetiştiriyordu..

Etrafa acemilik ve birisi bir şeyler sorsun havasında bakınarak...
Yavaş ve tedirgin adımlarla yaklaşan kızı...
İkinci inekhanenin önünde karşıladı..
"merhaba.. hoş geldiniz.. kimi aramıştınız..?"

"Ben Kerim Turan'ı arıyorum.."
"Haydaaaa.. yinemi Kerim." diye düşündü..
Şallak mallak olmuştu..
Bu düş kırıklıgını çabuk atlatıp.. acele ile..
"Ben çok iyi tanırım.. benim arkadaşımdır.."
"buradan gideli çok oldu..evine gitti.. belki bilirsiniz..
Kerim Turan
evli, barklı, çoluk çocuk sahibidir..buralarda bulamassın..
onun yerine ben varım.. .."
onun adına sizi misafir edip ilgilenmem şart..
yoksa bana çok kızar..
"neden ilgilenmedin benim misafirlerimle" diye..

Güzel kızın yüzünde bir an bir gülümseme belirdi ve aynı anda kayboldu..
Genç adama hiç inanmamıştı
Israr edecekti...
Anlaşılmıştı..

"hayır." dedi
"geçen hafta beni buraya davet etti...
burada olmalı..."
Uzun saçlı içinden.. "vay kerim turan vay ki vay.."
diye geçirip..
Kıza.....
"nerden tanışıyorsun kerim turanla" diye sordu..
Güzel kız saf saf..
"biz trende tanıştık.." demesi üzerine..
"trende haa..! diyen
Delikanlı iyice sinirlenmişti..
arkadaşının bu becerisini biliyordu... ama bu kadarına "pes" dedi. içinden..

"İstersen.. kerimin Odasını göstereyeyim..
size.."

"Kendisini çagıramazmısın buraya..?"
Delikanlı içinden bir la havle çekip..
İşi iyice şakaya vurmaya başladı..

"Onu görmenize gerek yok..
Dedimya ya... kerimi benden iyi buralarda kimse tanımaz..
Sana sabaha kadar Kerim Turanı anlatırım..
Kendisi..1368 ödemiş dogumlu. olup..
Küçük yaşta aldı sazı eline.. dertli dertli vurdu sazın teline......!!
diye başladıgında genç kız kararını vermişti bile..
"ne yapıyım...
O zaman...
Benim geldigimi kendisine söyleyin.. ben gidiyorum.."
Deyip ve dönüp güzel endamlı bir yürüyüşle uzaklaşıken..


Uzun saçlı genç adam.. bir uzaklaşmakta olan (tabiki artık yokolan muhabbet ve kahvaltı hayalinede elveda anlamına gelen) genç kıza baktı..
Bir gülmekten yerlere serilen ışık Anamura baktı..

Kafasını salladı.. hafif gülümsedi....
Kerim Turanı gözünün önüne getirdi..
Kerim hınzırca gülüyordu.. kendisine..

"Kahrol Alçak.."
dedi


Güzel bir tatil geçirmeniz dilegiyle...
Hoşcakalın..

Sevgiler Saygılar..Selamlar..
Mekan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder