Bizim teyzeoğlu “ Tahsin “ ile ,”Turgay Bilgin”
Adana’dan iyi arkadaştırlar.
Muhabbetleri fazla olduğundan,bazen ayrılıp bazen birleşirler ama,
Çevreleri geniş,palavralarıda boldur.
Bu ikiliden dinlemiştim,
Sıcak yaz akşamlarında,
Mersin’in yaylası,” Gözne “ yolu üzerinde,
“ Dalak deresi” denilen,Ulu ağaçlar altında,yanından dere geçen,
Çok güzel “tereyağlı tavuk “pişirilen bir yer vardır.
Buranın özelliği tavukların canlı olmasıdır.
Doğal ortamda yemlenip büyüyen “köy tavukları”,
Sağda solda avare,avare gezinirken
Sipariş üzerine yakalanıp,kesilip,yolunup.tereyağında sac tavada pişirilerek sıcak sıcak servis edilir.
Konumuz ,bu canlı tavukların nasıl kolaycacık yakalanması ile ilgili,
Anlatılara göre;
Gözünüze kestirdiğiniz tavuğu,
Mekan sahibine gösteriyorsunuz.
“mekan sahibi”nin de “ kadrolu “ bir köpeği varmış
Yakalanacak tavukları bu köpeğe gösteriyormuş.
Yakalama timinde görevli bu köpek,
O kadar tavuk arasından,
Yakalanacak tavuğu tesbit etmesine rağmen,
Yine de bir yanlışlığa meydan vermemek için,
Sipariş sahibinin,
Hikayemizde “Turgay”ın yanına gelip,
Sağ ön ayağını tavuklara doğru uzatıp,
“Şu tavuk mu ? “
Diyerek “teyit “ alıyormuş.
xxxxxx
Çukurova köylerinden birine bir “ tilki “ dadanmış.
Tilki’nin gözü “köy”ün tavuklarında ama,
Köylünün de canına tak etmiş ,tilkiyi vuracak tetikte..
Bu nedenle “tilki” hergün ,Köy’e hakim bir kayanın başında hem uygun bir zaman kolluyor,
Hem de ‘ağzı sulanarak’ tavukları gözetliyormuş.
Yine böyle bir gün “komşu köy’ün tilkisi” gelmiş,
“selamünaleyküm,aleykümselam”
“Bak” demiş ”gardaş” bizimki.
“şu gördüğün cülük benim.”
“şu celfin,şu piliç,şu tavuk benim.”
“sakın onlara bulaşmayasın ha “
Derken, pusudaki köylü,çekmiş bunu vurmuş.
Bizimki ağır yaralı kayadan aşağı yuvarlanırken,
Bir yandan da küfrediyormuş.
“ananı,avradını s......m,
Adama mal’ ını bile saydırmıyorlar...
Sevgi ve Selamlarımla.
Saner Gurdil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder