25 Şubat 2009 Çarşamba

Bir Ev Hikayesi (2)

Efendim Nerde Kalmıştık..
Sevgili Kutlu..
Eveet..Bizim evde Nasıl Geldigi belli olmayan bu genç Çocuk ...
Zuhur edip geldiginden itabaren iki ay kadar tıpkı horantadan biri gibi hareket edip..
Hasan Zümreoglu'nun bizler için yaptıgı.. (muhteşem) Bulgur pilavına yada bol kepçe çorbalara..
bizimle birlikte kaşık salladı..
Sıcak banyolar.. devam..
5 kuruşla kapı açmalar.. devam..
Köpegim "Zeytin"e üstten bakışlar.. devam..
Akşamları masada "King" oynayanların tepesine dikilip büyük bir samimiyetle..
"Rıfkı"yı yeyip, dut yemiş bülbüle dönmüş arkadaşıma.. elini 40 yıllık arkadaşı imiş gibi omuzuna atarak..
"Çok yanlış oynadın.. çook..
"Bak yine yanlış oynuyorsun.."
gibi..
hiç bilmedigi oyunun nasıl oynanacagı konusunda..
ahkam kesmeler ..devam..
Maykın kendisinden başka hiç kimselere bırak vermeyi göstermedigi dandik çay bardagına..
Maykın kaç kere kendine özgü caydırıcı ve korkutucu nazik...! ikazlarına ragmen..
bu bardaktan (mayk yol iken tabiki..) çay içip.. sigarasının izmaritini bu bardagın içine atmaya....devam
Hicazın... Hiç birimizin dokunmaya dahi cesaret edemedigimiz..
Mutfagın soguk bir köşesine koyup her gece ilaç niyetine içtigi..
Atatürk Orman Çiftliginin Kırmızı yumuşak kapaklı kaymak kaplı sütünü ..
Hicazdan habersiz.. içmeye ve Hicazın(Hicri Saraçoglu) bunun üstüne yürüyüp "kansız sütümü neden içiyorsun..?
postasını sineye çekmeye Devam..
(Hicaz.. bilahare.. Sütlerini odasına alıp kapıyıda kilitleyip emniyet altına alarak sorunu en kestirme yoldan çözdü.. )
Bu zaman zarfında.. evde herkes bu çocuktan herşeyini saklıyor.. konuşmuyor.. konuşunca tersleniyor..
bir yere beraber gidilecekse.. çocuga hasseten "sen gelmeyeceksin" deniliyor..
Çocuk çaktırmadan "istenmeyen adam" ilan ediliyor..
Ama Çocuk bunlara hiç aldırmıyor..
Pişkinlikle.. evdeki bu konforlu beleş yaşamına .... devam..
Son olarak.. Erolun çok kıymetli 45 lik plaklarını sakladıgı yerden bulup..
Hasanın dandik plak çalarında çalması
( plakları Tunç Gürselin plak çalarında çalsaydı.. Rahmetli Erol bir şey demeyecekti..)
üzerine kıyamet koptu..
Benim Odama Dalıp..kızgınlıkla..
-Bu herifin hikayesi ne...? diye bagırmaya başladı..
bende..
-Valla bilmiyorum herifin hikayesini.. ben senin arkadaşın sanıyordum..
dedim..
Erolda..
- Bende senin arkadaşın sanıyordum..!
demez mi..?
Hemen Koşup.. Hasana..
-Bu herifin Hikayesi ne..? diye sordum..
O da aynı şaşınlıkla ..
-Hakketen.. bu herifin hikayesi ne...? ben senin arkadaşın oldugunu sanıyordum....!
Mayk..Bu herifin hikayesi ne..?
-Yahu gerçekten bu herifin hikayesi ne..
Ben sizin arkadaşınız sanıyordum.. yoksa..ben çoktan anasından dogduguna pişman ederdim bu hikayeciyi..!
Erdal..Bu herifin Hikayesi Ne...?
Valla bilyorum bu herifin hikayesini.. bende sizin arkadaşınız sanıyordum.. gerçekten bu herifin hikayesi ne..?..
Hamdi.. Bu herifin hikayesi ne.. ..?
-Ben sizin arkadaşınız diye biliyorum.. Bi dakka gerçekten bu herifin hikayesi ne..?
-Hicaz.. Bu herifin hikayesi Ne..?
-Ulan.. ben sizin arkadaşınız olarak biliyorum bu kansızı..Peki... Bu herifin hikayesi Ne..?
Hatta o sırada orada evde misafireten bulunan Tunç Gürsel bile.. merakla...
Bu herifin hikayesi ne..?
diye sorunca.. herifi hepbirlikte beklemeye başladık..
Gecenin bir yarısında 5 kuruşla kapıyı açıp içeri girdi..
Salonda 5-6 mahkeme suratlı adamın kendisini sessizlikle takip ettigini görünce ..
Dönüp kaçacagı yerde..
Bir rahatlıkla yerdeki yatagına uzanırken.. bir cigara yakıp,
bize ..
- birşeymi var.. der demez..
Herkes sanki sözleşmiş gibi bir agızdan..
-Senin Hikayen Ne.. birader?
diye bagırması üzerine..
Hikayeci de.. Hikayesini Anlatmaya başladı..
Kendisinin..
Hasanla benim Mülkiyeden ve Yurt'tan tanıdıgımız..
Ancak, Hamdi ile daha yakın arkadaş olan..
ve
civarda bir evde oturan..
Arif EFECAN (kulakları çınlasın..)
ile birlikte oturdugunu..
Arifin evden taşınacagını söyleyerek..
kendisine yer bulmak amacı ile ..
bir gün bizim eve birlikte misafirlige geldiklerini..
Ve Arifin giderken buna "sen burada kal" dedigini..
dedigini.
Acıklı bir atmosfer içinde anlattı..
Herkesin üstünde duygulu bir hüzün çöktü..
Tam bu Esnada..
Adama en fazla bozulan..
Bizim Vitamin Erdalın.
"-Desene birader... Arifin arkadaşıyım diye.. bizde seni şey sanıyorduk.."
şeklindeki
şefkatlı sesi..
sessizlige bürünmüş ortama bir
bomba gibi düşmesiyle...
Ben kendimi daha fazla tutamadım..
Kahkahalar atarak..
Erdalın sırtını sumsuklamaya başladım..
Erdal... Arif Efecanı hiç tanımazdı..
Hayatında da..Arifi hiç görmüşlügü yoktu..
Hoşcakal Hanfendi..
Sevgi Saygı ve Selamlar..
Mekan DEMİRKAYA
NOT.. Çok güzel günlerimizi beraber geçirdigim benim çok degerli arkadaşlarım..
Hicaza Hasana Arif Efecan'a Tunç Gürsele ve Erdala.. Buradan selam ve sevgilerimi iletiyorum..
Belki ilerde anlatmayı arzuladıgım bir çok anımda.. çok büyük yeri olan kadim dostum
Sevgili Mayk Mustafaya
ve Maks Jakop vari şiirler yazmaya ugraşan şair ruhlu arkadaşım
Sivaslı Erol'a..
Tekrar tanrıdan Rahmet dilerim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder