2 Mart 2012 Cuma

HAZARLAR (YAHUDİ TÜRK İMPARATORLUGU)

MS.600'rin lerde başında,

İlk kez olarak
binlerce yıldır sessiz kalan Arab çöllerinde (Dini/islamiyet/ kaynaklı),
birikmiş bir güç boşalması.. bir "nova" meydana geldi.


Bu patlamanın güçlü dalgaları..
Kısa sürede..
Kuzeye dogru iki koldan
(1. Septe- Cebeli Tarık- bogazından..
2. Anadolu tariki ile kafkas lardan)
Yerleşik Uygarlıkların egemenlik hedefi olan


Akdeniz havzasını ,
Dolayısıyla Atalet safhasındaki
Yerleşiklerin
Diger büyük gücü'nü..
Yani
Dogu Roma İmparatorluğunu (Hiristiyanlıgı) sıkıştırmaya başladı..


Yerleşik dünyası,
Artık..
İstanbul ve Bagdat merkezli..
iki kutuplu dünyaya dönüşüyordu


Bu iki büyük gücün,
baglantısız pagan devlet ve topluluklara karşı olan
(Özellikle, steplerin hakimi türklere ,
rus, cermen, slav viking asıllı Kuzey Avrupa sakinlerine..)
politikaları aynı idi:


Ya kelimei şahadet getirip müslüman,
ya da vaftiz olup hiristiyan olunacak
ve
safların bu şekilde belirlenmesi için
baglantısız devlet ve topluluklar üzerinde her türlü baskı artırılarak yapılacaktı..
( Fetih,propoganda, marşal yardımı, tehdit, ikna vs.)


İskandinav Yarımadasını
boşaltıp Akdeniz karadeniz Hazar'a
akan
gemici kavimler (Vikingler)
ile
Çinden den Orta Asyadan
kopup gelen atlı okçu kavimlerin (türkler)
kuzey bozkırlarına sagnak gibi saçıldıkları
Dünyanın en hareketli olduğu bu dönemde..


Dünya halkları ,düz zemine dökülmüş civa gibi
bu iki ayrı kutup noktalarına dogru hareket ederken,


Ukraynadan Urallara kadar
Tüm kuzey steplerine
ve
Tüm kafkaslara hakim,
Asya ve Avrupa ticaret yollarını
Aynı zamanda
bu atlı ya da gemili hareket eden kavimlerin
( Kuzeyden gelen vikinglerin itil, dinyeper, dinyester ve don nehirleri üzerinden,
hazara ve karadenize çıkan su yollarını,/
dogudan batıya akan -peçenek, oguz,macar, bulgar ve kıpçak vb gibi-türk boylarının)
geçiş yollarını elinde tutan
ve
bu iki kutup gücü ile boy ölçüşebilecek bir güce sahip,
Göktürk'lerin yönetici klanı "Açina" lar tarafından yönetilen
"yerleşik" bir türk imparatorlugu daha vardı:


HAZAR İMPARATORLUGU...


Bu iki gücün ,
güçler dengesini kendi lehlerine çevirmenin anahtarı ise,
bu imparatorlugu kendi saflarına çekmekti..


Az çaba harcamadılar..
Araplar , işi kılıçla,
Dogu Roma ise, diplomasi ile Hazarların imana gelmesini saglamak istiyorlardı.


Diplomatik ilişkide İstanbul çok önde idi..


Hazarlar, 400 yıllık ömürleri boyunca, İstanbul ile hiç çatişmaya girmediler..
Başlangıçta yapılan "Pax Khazarica" anlaşmasına sadık kaldılar..


626 yılında..
İran ve baglaşığı ermeni ittifakına karşı ..
harekete geçen
Dogu Roma +Türk (Hazarlar ve Göktürkler)ittifakı
orduları kafkasyayı işgal ettiler..
bu savaşta..
Hazar Kaanı..
Dogu Roma İmparatoru Heraclius'un emrine..
Romalıların Ziebe(l) diye çagırdığı
Bir Hazar komutanının
komutasında..
40.000 süvarı gönderdi (440 larda Katalanyumda
700.000 kişilik ordusu olan Atillanın bile sadece
10.000 hun atlısına
sahip olduğu gözönüne alındığında;
kuşkusuz pürsilah disiplinli
40 bin Türk atlısı
O tarihe kadar..
Avrupanın
ve
Dogu Romanın gördüğü en büyük müttefik süvari gücü idi.)


bu savaşta Kuşatılan tflis şehrinin surları önünde ..
ilk kez Batı Göktürk
Kaanı T'ung Capgu (Tardu)oglu Böri-Şad (Kurt Beg),
Dogu Roma İmparatoru Heraclius
ve
Hazar Orduları komutanı Ziebe(l)
Kuşattıkları Tiflis Kentinin surları önünde
bir bayram havasında buluştular..


İmparator Heraclius.. Böri'yi kucaklayarak
başındaki tacı çıkarıp Börinin başına koyarken..
Eudocia dan dogan tek kızını da
Hazar Komutanı ile nikahlıyordu..


690larda
Ülkesinden kaçmak zorunda kalan iustinianos..
Hazarlara sıgındı.
Hazar Kaanının kızkardeşi ile evlendi.
705 te Hazar Kaanının nüfusu ile istanbula dönüp tahta geçti.
Eşi olan Hazar prensesi İstanbulda vaftiz olup, "Teodora" adını aldı.
Kocasının ölümünü müteakip,
yıllarca İmparatoriçe olarak Dogu Romayı yönetti,


Keza,
50 yıl sonra
V Kostantin Hazar Kaanının adı "Çiçek" olan kızıyla evlendi.
İstanbulda "eirene" adıyla vaftiz edilen, "Çiçek Khatun",
İstanbul'a gelin olarak gelirken,
çeyiz sandıgında getirdiği bir elbisesi,
Bizans sarayını hayranlıkla ayaga kaldırdı.
Elbise öyle hayranlık uyandırdıki,
erkeklerin törenlerde giydiği elbise olarak kabul edildi.
Adına "Çiçakyon" dediler..


Bu "Çiçek" hanımın ilk çocugu,
775 yılında "IV. Leon Khazaros" - yani Hazar Leon- adıyla tahta çıktı
halkını hazar selamı ile selamladı.
Her sabah kapısının önünde 2000 kişiden az olmayan hazar larda oluşan "hassa birliğini" denetleyip,
komutanları ile türkçe konuştu...


ama bu kadar manevi baskıya ragmen hazarlar slavlar gibi gidip vaftiz olmadılar..dinlerini değiştirmediler..
ta ki arap orduları kafkas geçitlerini zorlamaya başladı
740lara kadar..


görüldiğü gibi
Bu iki süper gücün baskısı karşısında,
İmparatorluk;
Ya müslümanlıgı seçerek Halifenın emrine,
Yahut hiristiyanlıgı seçerek dogu Roma imparatorunun emrine girecekti. Hazarlar..
Türk ırkının derinliklerinde yatan ve her zaman buldukları "üçüncü" bir yolu bulmakta gecikmediler..


Esas Amaçları olan
Kendi bagımsızlıklarını sürdürebilmenin
tek yolunun..
Ne hristiyanlık'ı nede Müslümanlık'ı Kabul etmemekten geçtiğini kavramışlardı..


Hazarlar, kendi gücüne dayanarak "üçüncü güç" olmaya kararlı idiler. Onlar tüm steplerin bagımsız ve tarafsız uluslarının önderi olmayı sürdürmek istiyorlardı.
(şimdiki cografyamızı ve bu cografyada bagımsız kalabilme mücadelemezi bununla kıyaslayabiliriz)


Ancak, ortada halli gerekli bir önemli sorun daha vardı..
Üçüncü kutup olmak için,
laik anlayışın sonucu toplum düzenlemesinde
siyasi bir etkisi olmayan türk -tengri inancının da bırakılması gerekiyordu..
Tengriciligi uyguladıkları sürece,
Gerek halifenin ve
gerekse Dogu Roma İmparatorunun sahip oldugu
"yasal" önderlikle bitişik olan
"ruhsal" önderlikten yoksun kalacaklardı.

Bu durumda,
kendilerine baskı yapan her iki dinden uzak,
ama her ikisininde temelini oluşturmuş,
her ikisince de kabul gören
ÜÇÜNCÜ bir tevhit dinini..
(YAHUDİLİĞİ) seçmekten daha mantıklı bir davranış düşünülebilirmi..?

Günümüz Müverrihleri;
Bu mantıgın,
olaylar olup bittikten sonra sonra geriye bakıp yapılan degerlendirmelerde çok kolay ve çok anlaşılabilir görünmesinin aldatıcı oldugunu söylerler..
ve
sonuçta derlerki;..
"Gerçekte, o çagda yahudi dinini kabul etmeyi düşünmek,
BİR DEHA ESERİ idi.."
.... .
Tevatür Odurki;
Hazar Kaganı,
günün türk modasına uyup,
artık geleneksel pagan (tengri) inanışı bırakıp
tek tanrılı dinlerden birine geçmek için
itil nehri üzerindeki
imparatorluk başkentindeki sarayına
dünyadaki üç tek tanrılı din uzmanlarını davet etmiş,
Huzurda yapılan karşılıklı tartışmaların sonucunda ,
son sözü alan yahudi hahamının
"Sn. Kaanım, şekilde de gördünüz gibi
birbirini tanımıyan müslüman ve hiristiyan temsilcilerinin
herikiside yahudiliği tanıyorlar..
musayı peygamber olarak kabul ediyorlar..
Biz ise her ikisini birden tanımayız
yani bu iki dinde bizden türemiştir
aslı varken kopyasına tibar etmeyiniz.."
sözünü akıllı bulan Hazar kaanı Yahudiliği seçmiştir..


Herzaman
bir "üçüncü yol"un olduğunun
unutulmaması temennisiyle..


Hoşcakalın dostlar..


Mekan



__._,_.___

1 yorum:

  1. Mekan bey
    Bu sabah bir seyler beni dürttü ve Amcami aradım internette ve sizin yazınızı gördüm onun hakkında ve daha sonra Hacı Tasan yazısını.....
    Beni zaman tüneline götürdü ...
    Her ikisinide

    YanıtlaSil