sevgili dostlar
babam bize nasihat verirken
laflarına
"Her şeyin bir sebebi vardır..
sebebi bilmek lazım.. "
diye başlardı..
diye başlardı..
Sevgili Uluç Gürkan Hoca'nın
Ermeni meselesi için yazdıklarını okudunuz, sonra da dinlediniz.
Buyrun bendenizden de, olayın anadoluya dağılışı hikasesini dinleyin..
Sevgili Dostlar,
Anadolu'da.. "fetret devri"nde başlamış olan türkmen kırımı ..
Yavuz döneminde.. doruga ulaşır..
özellikle.. 1502'de İranda kurulan.."Safevi" türkmen imparatorlugu..
Anadoluda geleneksel federatif türk devleti teşkilatlanması isteyen.. türkmenler için bir cazibe odagı oluşturması..
Yavuzu çok korkutur..
Önce.. Şeyhülislam olacak Kemal Paşazade'den...bir risale yazmasını emreder..
bu bröşürde..
Şiilerin (türkmenlerin-Alevilerin)Mallarının Helal
nikahlarının hükümsüz..
öldürülmelerinin caiz..
onlara karşı savaşmanın "cihad"
oldugu belirtilir..
Anadoluda yediden yetmişe kadar "kızılbaş" olanların deftere yazılıp ,kendisine bildirilmesini ister..
Çaldırandan sonra..40.000 kızılbaşın asıldıgını ya da hapse atıldıgını bizzat osmanlı kaynakları belirtir..
Yavuz Sadece Anadoludaki türkmen kırımı ile yetinmez..
Şah İsmail'e ve Kızılbaş türk ulusuna karşı bir denge kurabilmek için..
İrandaki ( kürd aşiretlerinin esas yeri olan) Urmiye Gölünün güney topraklarında.. hizmetine giren kürdşeyhi İdris' in elebaşılıgında..
Şah İsmaile karşı bir isyan başlatır..
Bilahare..Bu İdrisi Anadoluya türkmen kırımı için ödüller vererek davet eder ..
Yavuzun İrandan getirdigi Kürd aşiretlerinin silahlı destegiyle...ve Modern silahlı yeniçeri ordusuyla
( Bitlis Türkmen Beyi Karahan Bitliste .. Kürd ve yeniçeri baglaşık ordusuna karşı savaşırken...
tüfek mermisiyle vurulur.. Bitliste ne kadar türk varsa hepsi öldürülür..
Bunlar.. 12 parçalı kızıl başlıkları birlikte kanalizasyonlara atılır..
Kürd Nur şefi İdrisi.. "İdris Bitlisi" adıyla Bitlis beyi yapılır..
(1545 lerde ..tüfek.. ve top' ta Osmanlı silah teknolojisi..Hala dünyada bir numara..)
Dogu Anadoluda türkmen katliamı devam eder ..
Katlima ugrayan türkmenlerin bir kısmı iç anadoluya.. bir kısmı İrana kaçar..
Fatih ile başlayan, Yavuz ile zirveye ulaştırılan... Anadolu daki türkmen hakimiyetine son verme politikasına..
son noktayı Kanuni Sultan Süleyman koyar..
Kanuni... bu kürd aşiret şeflerine Bir ferman çıkararak..
Bütün türkmenlerin çocuklarıda dahil öldürülmelerini emreder..
Ayrıca ikinci bir ferman ile..Çıldırdan Diyarbakıra kadar olan akkoyunlu ve karakoyunlu türkmenlerine ait toprakları..
mülkiyet babadan ogula geçecek şekilde..
İrandan getirilen bu kürd aşiret reislerine "babalar gibi" sat.. pardon... bırakır....
Kanuni Sayesinde.. türkçeden başka dil konuşulmayan bu türk toprakları artık "Kürdistane" a dönüşmüştür
Yüzbinlerce Türkmenin canı pahasına..
Bunu Nadir'de Olsa..
Avrupalı hiç söylemez..
Buralardan kaçamayan bazı türkmenler ise...
ya sunnileşip kürdleşerek..
yada..
kendilerini "kürd" olarak tanımlayarak..,
hem osmanlı baskısından kurtulmak..
hemde kürtlere tanınan haklardan faydalanmak ister....(Şimdiki Alevi kürdler..)
(Bu gün burada yaşayan sunni olmayan kürdler..işte bu kürdleşen türkmenlerin torunlarıdır..)
Yada.." Karakeçili" obası gibi..
sunnileşen kürdlerin ataları bu karakoyun türkmenleridir..
Türkmen kırımından sonra..
Osmanlı.. Mülkiyetini devrettigi bu topraklar üstünde...
Ayrıca bu kürd aşiret reislerine yönetim hakkının bir kısmını da "Mukataa" (Devlet harcamalarında finansman aracı..)olarak devreder..
Mesela:
Osmanlı.. 1813 yılında da Yozgat (Bozok),Sivas, Kayseri, Maraş, Antep, Rakka (Urfa) Adana, Halep, Nigde Nevşehir Kırşehir, ve Ankara
Bölgesinde büyük nüfus sahibi Bozok Türkmen beyi Çapanoglu Süleyman Beye bu bölgeleri "mukataa" imtiyazıyla vermiştir..
Kürd aşiretlerine bırakılan Dogu Anadoludaki bu osmanlı topraklarında..
Ayrıca.. türklerin himayesinde palazlanan ..
küçük topluluklarıda halinde..
1870 lere kadar suya sabuna pek dokunmayan ermenilerde yaşamaktadır..
Ermeniler 1890 yıllarına kadar kadar bölgelerinde hakim olan kürd şeyhlerine her yıl verdikleri vergiyi...
yurt dışında yaşayan fransız ve Amerika ermenilerinin de kışkırtmasıyla vermemeye başlamışlar...
böylece "mültezim" kürd şeyhlerini çok kızdırmışlardır..
İngilizler ermeni ayaklanmalarının planlayıcısı oldukları halde.. Ermenileri İngiliz toprakarına sokmamışlar...
Ancak.. fransızlar, Amerikalılar kapılarını sonuna kadar ermenilere açmışlardır..
İngiliz topraklarına ermeni göçününün kabül edilmemesinin nedeni...
ingilizlerin ermenilerle mezhep uyuşmazlıgı gösterilmekte isede,
bu pek inandırıcı gerekçe olmamıştır....
Çünkü.. ingilizler sadece ermenileri degil..
ingiliz olmayan hiç kimseyi britanyaya sokmamışlardır..
soksalarda -son 30 yıla kadar - ingiliz vatandaşı olarak kabül etmemişlerdir...
1878 lerde başlayan başlayan bu kürd ermeni gerilimine..
ve bu gerilimin ilk kanın akıtılmasına neden oldugu hususuna..
bir önceki bölümde deginilmiş idi..
Kürd şehleri bir taraftan velinimetleri osmanlıya hizmet sunarken..
Bu kapsamda..Anadoludaki. "silahlı asi" ermenileri...! silahla "tedip" ediyor.
Osmanlının gönlünü alıyor..
bir taraftanda ceplerini dolduruyor.. otorite boşlugundan faydalanıp .. yeni hakimiyet alanları oluşturuyordu..
sırtlarını "Rus Oblast'ı" Ermenistana, fransaya ve ingiltereye dayayan...
"lüküs hayat"çı para babaları ermeniler ise,
Anadoludaki ermeni toplugu üzerinden politika yapıp güç ve para kazanıyorlar..
İngiltere ve fransa ise, ilk bakışta.. "yukarı tükürsem bıyıgım... aşagı tükürsem sakalım ."
gibi görünen bu piyonların kendi arasındaki kürd ve ermeni çatışmasını..
"türk ermeni çatışması" olarak takdim edip, türkleri yoketmek..
en azından avrupada etkisizleştirmek olan "şark politikası"nı tıkır tıkır yürütüyordu..
Herkes bu işten memnundu..
Türkler ve türk ermenileri hariç..
Bunlar bu santranç oyunundan bir şey kazanmadıkları gibi aksine kaybeden taraftılar..
ve kaybettikleri de.. tatlı canları idi..
Çünkü dökülen kan , türklerin ve türk vatandaşı ermenilerin kanı idi..
1894 sonbaharında.. ermenilerin Dogu Anadoluda en kalabalık oldukları Muş bölgesinde ..
Muş'un güney batısındaki Sason'da...
Hınçak ve taşnak militanlarının öncülügünde Ermeniler..
pür silah ayaklandılar..
Bu işi planlayanlar korkunç amaçlarına ulaştılar..
Ermeniler.. yöredeki türk köyleri ateşe verip, köylüleri topluca katlettiler.....
Bölgede türk askeri birlikleri yoktu bu bölgeler silahlı kürd aşiretlerinin kontrolünde idi..
Sason ayaklanması.. bu silahlı kürd aşiretlerince çok kanlı bir şekilde bastırıldı..
İlk kez bölgedeki isyancı ermeni köyleri basıldı.. ateşe verildi..
savaş ..artık bir intikam savaşına dönüşmüştü..
Askeri güç yetersizliginden..
Kürd şeyhlerinin komutasındaki aşiretler..
bu bölgede osmanlının nizami askerinin yerine ..
Merkezi Erzurumda olan 4 ncü osmanlı ordusuna baglı silahlı milis güçler olarak..
ordu komutanıın teklifi ve sultan Abdül Hamidin
kabülü ile örgütlendi..
Ve bu kürdlerden oluşan silahlı milis alaylarına.. kurucusunun adından dolayı..
"Hamidiye alayları " adı verildi
Başlangıçta..sadece kürtlerden ve 4-5 bölükten oluşan 600'er kişilik 30 alay..
kısa zamanda.. türk aşiretlerininde dahil edilmesiyle..
800 ve 1500 kişilik 33 alayında ilavesiyle toplam 63 alaya kadar yükseltildi..
Hamidiye alkaylarının.. kuruluş amacı ve kullanış biçimi..
Batılı güçler tarafından
Sultan Abdülün.. diger Osmanlı sultanlarının aksine ..
Batıdan uzaklaşıp,Batıdan ithal edilen kurumları müslümanlaştırmak..
ve "dogulu kalmakta ısrar etmek" olarak yorumlanmış..
"Militan müslümanlar"nitelendirilen..ve Tanzimat batılılaşmasına herzaman kuşku ile bakan
kürtlerin bu alayların kurulmasını...
Osmanlı sultanının bunların ulusal kimliklerini tanıması olarak kabül edilmesine yolaçmıştır..
Bu girişim...
"Batı"ya karşı toplu girişimin bir parçası idi..
Hamidiye alayları ile..
Ermeniler döktükleri kanların bedelinden kurtulmak için
bindikleri "intikam tramvayı 'yla.. rafahlarına, saadetlerine koşarken..
Sultan Abdül.. "Pan İslamizme" koşuyor..
Havaya giran Kürd aşiret reisleri ise..
"Kürd şeriat devleti" hayalleri ile
ölümlerine koşuyorlardı..
Sürçü lisan etmiş isek affola..
İlgi sözkonusu ise.. devam oluna..
Hoşcakalın Dostlar..
Sevgiler..Saygılar..Selamlar..
Mekan