28 Mart 2009 Cumartesi

Bir Masal Evi..


Posted by Picasa




Bir Masal Evi..


Tire'de simdi o evi;"Bayraktar Aga Konagi" diye aniyorlar.
O ev, yukari evimiz; II.Selim'in Sancaktari, Sancaktar Mehmet Aga ve Esi olan bizim büyük ninelerimizden Ziyba Hatun'dan kalma imiş.
Sancaktar Mehmet Aga bir savasta yararlik gostermis. Ziyba Hatunla evlendirilmis, kiza ceyiz olarak Tire'de Karagöl ve Akarca ciftlikleri verilmiş, Tire'ye gonderilmisler.
Sonra Mehmet Aga vefat etmis, ninemiz eşinin vasiyeti uzerine Ahiska'dan gelecek olan; -ki gelmis- Ahiskali Mehmet Aga ile evlenmis,
Şimdi neden, "Sancaktar Mehmet Aga" degil de; "Bayraktar Aga" diyorlar bilmiyorum.
Zaten evi de galiba bir gecede belediye
yikmis sonunda.
Masal gibi yasanmisliklar ve bir masal evi...

Aşağıdaki yazıyı bir gün Televizyon izlerken evimizi karsimda gorunce yazmistim.
Spiker, " bu evi de sahipleri terk edip gitmisler, kimbilir ne anilar tasiyor?" gibi bir seyler soylemisti.
Iste boyle...



Beyaz Bir Kuş Kanadında

Eski Evim,güzel evim
Orada mısın?
Geliversem beyaz bir kuş kanadında,
Açılır mıydı koca kapın?
Yerinde mi taşlıkların,merdivenler,
Büyük havuz,küçük havuz?
Odaların?
Sular akıp duruyor mu şırıl şırıl
Yuvaya döndüler mi güzelim kırlangıç kuşların?
Beyazlara büründü mü gelin çiçeği?
Açıldı mı menekşeler,sümbüller?
Burcu burcu kokuyor mu pembe güller?
Sarı gülümüz nasıl? Donandı mı bahçeden terasa kadar?
Sarı gülün yanında yasemin, karşı sütunda hanımeli,
Mis kokuları içinde yaz yeri.
Açıldı mı sardunyalar,
Zambaklar,ortancalar,kadife çiçeği?

Ya o ağaçlar o meyveler?
Erken olgunlaşır çam ağacına komşu
kiraz eriği,
Narin,ince kabuklu lezzetli,
Arkadan gelir iri kebap erikleri,
Sonra;İtalyan erikleri.
Ballı malta eriği; Şeref abimle yaşıt.
Olmayan yok, tatlı limon,,ekşi nar,tatlı nar,
Hangisini sorsam bilmem ki...
Sarı şeftali,portakal, derde deva ekşi elma,
Şifalı otlar,
Biberiye,kekik nane mercan köşk.
Eskiden ilaçlar mı var?


Bir ses geliyor bahçeden bak dinle;
Anneannemin sesi,
Annemle konuşuyorlar sanki:
Karagöl’e mi götürecekmiş bizi dayım?
Ya da birlikte yapılacak bir iş var evimizde
Yaz hizmeti.
Ondan anneannem böyle erkenden bize geldi.
Geldi de bana sevinçler getirdi.
O güzel koku da ne?
Ekmek mi pişiyor bahçedeki fırında,
Tatlı maya...
Fatma Ablama mı seslendi Şakire Nine?
“Fatme!”
Üzümler mi gelmiş bağdan ?
Fadime Ninem çiğner simdi.
Ben de sokulurum yanına denemek isterim
Her şey gibi.
Cevizli sucuk ta batırırlar pelluze kazanına,
Bayılırım tadına.
Bak anne :
Top oynuyordum taşlıkta,
Sakız verdi Ramiz abim bana.
Gezdirdi beni arabayla
Havuz başında.
Erik bana çıktı
Zeytinyağlı yaprak sarmasından
Ne dilemiştim acaba?
“Gurbettekiler gelsin “ demişimdir mutlaka;
‘’Anneannem İstanbul’a gitmesin
‘’Şeref Ağabeyim çabuk gelsin’’
Kim bilir hatırlamıyorum ki
Çok uzun zaman geçti.

Uyuyamıyorum ya öğleyin,
Hiç durmam ya, yaramazım ya,
Ama Hala Ninem çok sever beni
Masallar anlatır;
‘’Tın tın kabacık beni aldatıp giden babacık’’
Tıngır mıngır sallar beni salıncakta.
Daha uzağa,daha uzağa derim hep
‘’İp bu kadar’’ der,’’Gitmez daha uzağa’’
Yorulur kolları,nefesi yetmez,yaşlıdır Hala ninem;
Çikolata renkli
Ama hiç kırmaz beni, Dünyalar Sevgilisi.

Dayımın tarlasından gelirken
Biz çocuklar, mesela; Nevin’le ben;
Yeşil kargıdan ata bineceğiz.
Siz yürürken, yavaş yavaş, biz de yanınızda atlarımızla
Evlerimize döneceğiz.

O güzel yaz akşamlarında
Babam ud çalıyor mu taşlıkta, havuz başında?
Abilerimin billur sesleri ve ritm sazları eşlik ediyor mu yine?
Karşıdan işitip dinlemeye geldiler mi,
Ninemin evinden sevgili ablalarım, kardeşlerim?

Anne bak:
Ben büyümedim daha.
Neden yerinde durmuyor evimiz?
Neredesiniz?
Nerelere gittiniz hepiniz?
Neden beni beklemediniz?
Oysa ben gelecektim yanınıza
Beyaz bir kuş kanadında...

Fatma mefküre Ekici(Semra Toprak)
Ankara; 27 Haziran 2001

1 yorum:

  1. Ortalama bir hafta oldu, "Mart Hamuru" yapmayı;
    yani unu su ile fermente etmeyi denedim.Oldu.
    Once zar zor, birazcık temiz yagmur suyu toplamayı başardım. Bu suya un ekledim boza kıvamında bir hamur elde ettim. Bir gun bekledim
    olmadı,cok az, toz çeker ekledim, ve kabı ılık su içine aldım üzerini örttüm fermantasyon gerçekleşti. Birazcik, su, un ve daha da az şeker
    ılık ortamda maya oluşturdu. Giderek bu mevsimde sadece yagmur suyunda degil bütün sularda fermentasyon ozelligi bulundugu bilgisini aldım.
    Ayni denemeyi içme suyu ile yaptım daha erken bir mayalanma elde ettim.Şimdi deneyi başka mevsimlerde yinelemeyi düşünürken evimde bozulmayan, buz dolabında ( belki buzdolabı dışında da bilmiyorum.) bekletilebilen, un ve su eklemekle surekli çoğaltılabilen bir hamur mayasına sahibim.
    23 Nisan Kutlu olsun.
    semra

    YanıtlaSil